Tanrıça Afrodit’e adanmış bu şehirde, taşlar yalnızca durmaz; anlatır, hisseder, büyüler… Afrodisias Örenyeri, anıtsal mimarisi, görkemli stadyumu, tiyatrosu, agora alanları ve özellikle mermer heykelleriyle Antik Çağ’ın en etkileyici sanat kentlerinden biridir. Örenyerinin hemen yanında yer alan Afrodisias Müzesi, şehirde yapılan kazılarda çıkarılan özgün heykelleri, kabartmaları ve lahitleri özel bir sunumla ziyaretçilere aktarır. Müze salonları, Roma döneminin estetik anlayışını adeta yeniden inşa eder.

Afrodisias, adını aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten alır ve M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren kutsal bir merkez hâline gelir. Roma döneminde imparatorlar tarafından desteklenen şehir, aynı zamanda mermer işçiliğiyle ün kazanır. Antik dünyanın en büyük stadyumlarından biri burada yer alır. Kentteki kazı çalışmaları, 1960’lardan itibaren dünyaca ünlü arkeolog Kenan Erim’in önderliğinde başlatılmıştır. 2017 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.

Viofun’ın Önerisi

Müzedeki Sebasteion kabartmalarının önünde zaman ayırın, figürlerin yüzlerine dikkatle bakın. Sonra stadyumun en üst sırasına çıkın ve genişliğe sessizce bakın. Afrodisias’ta sanat yalnızca görülmez, derinlemesine hissedilir. Günü bölgedeki antik taş ocaklarını ziyaretle tamamlamak benzersiz bir kültürel yolculuk yaratır.