“Çanakkale içinde Aynalı Çarşı / Ana ben gidiyom düşmana karşı” dizeleriyle hafızalara kazınan bu özel çarşı, sadece bir alışveriş noktası değil, duygularla örülü bir tarih yolculuğudur. Osmanlı döneminde inşa edilen Aynalı Çarşı, adını girişindeki simetrik sütunlardan ve aynalı vitrin düzenlemelerinden alır. Bugün hâlâ o taş duvarların arasında geçmişin ayak sesleri yankılanıyor.

İçeriye adım attığınız anda sizi karşılayan ahşap kokusu, renk renk el yapımı eşyalar, yöresel ürünler ve geleneksel zanaat ustalarıyla burası, Çanakkale’nin ruhunu en yalın haliyle hissettiren yerlerden biridir. Savaşın gölgesinden çıkan bu çarşıda, yerel halkın sabırla işlediği hediyelik eşyalar ve doğal ürünler modern bir dokunuşla sunuluyor.

Aynalı Çarşı, hem tarih tutkunlarının hem de alışveriş keyfiyle kültürel deneyimi birleştirmek isteyenlerin mutlaka uğraması gereken bir durak. Yalnızca alışveriş yapmakla kalmayacak, aynı zamanda yürek burkan türkünün izlerini, taşların arasına sinmiş hatıraları ve bu toprakların sıcaklığını hissedeceksiniz.

 

Efsaneler ve İlginç Bilgiler

 

Aynalı Çarşı’nın adının, eskiden atların ve arabaların süslemeleriyle ilgili olarak kullanılan “ayna”lardan geldiği söylenir. Zengin tüccarların aynalarla süslenmiş atlı arabaları bu çarşının önünden geçerken halkın ilgisini çekermiş. Bir diğer anlatım ise, çarşı içindeki vitrinlerde kullanılan aynalardan dolayı bu ismin yerleştiğidir.

Tarihi boyunca birçok kez zarar gören çarşı, 1915 Çanakkale Savaşı sırasında bombalanmış ve sonrasında yeniden onarılmıştır. Bugün hâlâ taş duvarlarında savaşın izleri ve türkünün hüzünlü hatırası hissedilir.